SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

HACC BAHSİ

<< 1389 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

498 - (1389) حدثني زهير بن حرب. حدثنا أبو صفوان عن يونس بن يزيد. ح وحدثني حرملة بن يحيى (واللفظ له) أخبرنا ابن وهب. أخبرني يونس عن ابن شهاب، عن سعيد بن المسيب ؛ أنه سمع أبا هريرة يقول: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم، للمدينة

 "ليتركنها أهلها على خير ما كانت مذللة للعوافي" يعني السباع والطير. قال مسلم: أبو صفوان هذا هو عبدالله بن عبدالملك. يتيم ابن جريج عشر سنين. كان في حجره.

 

[ش (للعوافي) قد فسرها في الحديث بالسباع والطير. وهو صحيح في اللغة مأخوذة من عفوته، إذا أتيته تطلب معروفه. وأما معنى الحديث فالظاهر المختار أن هذا الترك للمدينة يكون في آخر الزمان عند قيام الساعة. وتوضحه قصة الراعيين من مزينة فإنهما يخران على وجوههما حين تدركهما الساعة. وهما آخر من يحشر، كما ثبت في صحيح البخاري].

 

{498}

Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Safvân, Yûnus b. Yezid'den rivayet etti. H.

Bana Harmeletû'bnû Yahya dahi rivayet etti. Bu lâfız onundur. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus, İbni Şihab'-dan, o da Saîd b. El-Müseyyeb'den naklen haber verdi. Saîd, Ebû Hureyre'yi şöyle derken işitmiş:

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Medine için:

 

«Onu halkı olanca hayrıyla rızk arayanlara yâni kurtlara, kuşlara güzergâh olarak mutlaka terk edeceklerdir.» buyurdular.

 

Müslim derki: Buradaki Ebû Safvân, Abdullah b. Abdil Melik'dir. Bu zât İbnû Cûreyc'in on sene terbiyesi altında bulundurduğu yetimidir.

 

 

499 - (1389) وحدثني عبدالملك بن شعيب بن الليث. حدثني أبي عن جدي. حدثني عقيل بن خالد عن ابن شهاب ؛ أنه قال: أخبرني سعيد بن المسيب ؛ أن أبا هريرة قال: سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول

"يتركون المدينة على خير ما كانت. لا يغشاها إلا العوافي (يريد عوافي السباع والطير) ثم يخرج راعيان من مزينة. يريدان المدينة. ينعقان بغنمهما. فيجدانها وحشا. حتى إذا بلغا ثنية الوداع، خرا على وجوههما".

 

[ش (ينعقان) أي يصيحان. (وحشا) قيل: معناه يجدانها خلاء، أي خلية ليس بها أحد. قال إبراهيم الحربي: الوحش من الأرض هو الخلاء. والصحيح أن معناه يجدانها ذات وحوش. ويكون وحشا بمعنى وحوشا. وأصل الوحش كل شيء توحش من الحيوان. وجمعه وحوش. وقد يعبر بواحده عن جميعه، كما في غيره. (خرا على وجوهما) أي سقطا ميتين].

 

{499}

Bana Abdul Melik b. Şuayb b. Leys rivayet etti. (dediki} Bana babam, dedemden rivayet etti, {Demişki): Bana UkayI b. Hâlid, İbni Şihab'dan rivayet eti. İbni Şihab şöyle demiş: Bana Saîd El-Müseyyeb haber verdi ki, Ebû Hureyre şunu söylemiş: Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i:

 

«Medîneyi olanca hayrıyla terk edecekler. Onu rızk arayanlardan yâni kurtlarla kuşlar'dan başka dolaşan olmayacak, sonra Müzeyne'den iki çoban çıkarak Medine'ye gitmek isteyecekler; Koyunlarına seslenecekler. Fakat Medine'yi bomboş bulacaklar. Nihayet Seniyyetûi veda denilen yere vardıklarında (onlar da) yüzleri üstü düşe (rek öle) cekler» buyururken işittim.

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhari Medine'nin faziletleri bahsinde tahric etmiştir.

 

Kaadî İyad'in beyanına göre bir mucize olan bu hadîs-i şerifin haber verdiği şeyler daha o zaman vuku bulmuştur. Medine-i Münevvere hilâfet merkezi olmuş, bu suretle herkes oraya can atmış ve dünyanın en mamur yerlerinden biri haline gelmiştir Sonra hilâfet Şam'a daha sonra Irak'a intikal edince Medîne‘yi bedeviler istilâ etmiş, fitnelerle şehir harab olmuştur. Neticede orada vahşî hayvanlarla yırtıcı kuşlar gezmişlerdir. Bazı tarihçiler dahi fitneler dolayısiyle Medine'nin boşaltıldığını ve mahsulâtının kurtlara kuşlara kaldığını kaydederler. Sonraları halk yine Medine'ye, dönmüştür. Medine'nin hali kaldığı sıralarda Mes'cid-i Nebevî'de köpeklerin dolaştığı rivayet olunur. Kaadî İyâd: «Bütün bunlar birinci asırda olup bitmiştir; bu Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'ın mucizelerindendir» diyor. Fakat Nevevî'ye göre Medine'nin terk edilmesi âhir zamnda kıyamete yakın vuku bulacaktır. Nitekim Müzeyne kabilesinden iki çobanın Medine'yi vahşî hayvanlar istilâ ettiğini görmeleri vak'ası da bunu te'yid eder.

 

El-Mühelleb : «Bu hadîsde Medine'nin kıyamete kadar mesken olarak kalacağına delil var diyor.

 

M'üzeyne kabilesinden çıkan iki çoban Medinede ölecek son insanlardır. Bunu Hz. Ebû Hureyre'nin rivayet ettiği şu hadîsi izah etmektedir: En son haşredilecek iki adam vardır. Bunların biri Müzeyne'den. diğeri Cüheyne kabîlesindendîr. Bu iki şahıs acaba İnsanlar nereye, gitti diye arayarak Medine'ye gelecekler. Fakat orada tilkilerden başka bir şey göremiyecekler. Sonra iki melek inerek onları yüzleri üstü yere yatırmak suretiyle canlarını alacak, böylece onları da sair insanlara katacaklardır.» Anlaşılıyor ki çobanlar ruhları kabzedildİkten sonra  haşrolunacaklardır. ..

 

Ve-hûş insandan hâli bomboş yer demektir. Binâenaleyh çobanlar Medine'yi bomboş insandan hali ıpıssız bulacaklar demektir. Bâzıları bu cümleyi: «Çobanlar koyunlarını vahşî bulacaklar. Bu da ya hayvanlar vahşi hayvana inkılâb etmek yahut çobanların sesinden ürkerek kaçmak suretiyle olacaktır.» deraişlerse de Kaadi İyad bu mânâyı beğenmemiş cümledeki zamirin Medine'ye ait olduğunu söylemiştir. Bu takdirde mânâ: Çobanlar Medîne'yi bomboş bulacaklar» demek olur.

 

Seniyetül veda: Medine'nin haremi yanında bulunan bir tepedir. Buna Veda tepesi denilmesi Medine'den çıkanlar oraya kadar teşyi' edildikleri içindir.